Yenidoğan Sarılığı

ÇOK SIK KARŞILAŞILAN DURUMLARDAN BİRİSİ YENİDOĞAN SARILIĞI.

Yenidoğan Sarılığı

                Yenidoğan bebeklerde ortalama  %65 oranında sarılık görülmektedir. Sarılığı bilirubin oluşturur.  Bilirubin güçlü bir antioksidandır. Yenidoğanda diğer antioksidan sistemler tam gelişmediği için sınırı aşmayan sarılıkaslında faydalı bile sayılabilir, oksijenin zararlı etkilerinden korur.  Yenidoğan bebeklerin %8-10 u bilirubin değeri, belirlenen sınır değeri aşar ve sarılık nedeniyle yatış yapılıp tedavi edilmesi gerekir.  Bilirubin sınır değerleri doğum kilosuna göre ve bebeğimizin kaç  günlük olduğuna  göre değişir. Kabaca aklınızda 5 günlük bebekte sınır 17 mg/dl aşmamalı  şeklinde kalsa olur. %1-2 bebekte tehlikeli sınır olan 20mg/dl  değerini aşabilir.

             Kanda bilirubinin aşırı birikimi (sarılık)  ya bilirubin üretiminde artış, ya da atılımında azalma nedeniyle olur.  Yetersiz beslenme,  enfeksiyonlar ve tiroid metabolizma bozuklukları sarılığın sık karşılaşılan sebeplerindendir.

              Sarılığın yükselmesi bazı durumlarda daha sık görülür. Özellikle kan uyuşmazlığı varsa (Rh uyuşmazlığı) sarılık riski belirgin artmış sayılır.  Kan hücrelerinin hemoliziyle (yıkılması)  giden durumlardada sarılık riski artar.

FİZYOLOJİK SARILIK

Her bebekte görülebilen, bebeğimize zarar vermeyen sarılıktır.  Genellikle sebebi karaciğer enzimlerinin (UDP-GT enzimi) gelişmemiş olmasından kaynaklanır.

         Eğer sarılık ;

İlk 24 saatten sonra başlamışsa,

Günlük bilirubin artışı 5 mg/dl altındaysa,

En yüksek bil. değeri 3.ve 5. günlerde olur ve 15 mg/dl yi geçmemişse ve

gözle farkedilen sarılık 1-2 hafta içinde kayboluyorsa fizyolojik sarılık denir.

PATOLOJİK SARILIK

              Aslında 2 ana grupta incelemek daha doğru.

1. bilirubinin fazlaca üretilmesi

2. bilirubinin konjugasyonun azaltılması (etkisiz hale  getirilmesi)

                Bilirubin üretiminin artma sebepleri kabaca şunlardır:

Kan uyuşmazlıkları:  ABO kan uyuşmazlığı, Rh uyuşmazlığı olması

               Eğer anne kan grubu 0 (sıfır kan grubunda) ise ve  bebeğimizin kan grubu A veya B ise bebeğimizde ABO  Kan grup uygunsuzluğu var denir.

               Eğer anne kan grubu Rh – (Rh negatif) ise ve bebeğin kan grubu Rh+ (Rh pozitif ise) Rh uyuşmazlığı var denir. Bu durumda bazen sarılık değerleri yükselmesi yanında anemi (kansızlık) da görülebilir  ve bunu engellemek için bazen diğer tedavilerin yanında IVIG tedavisi kullanılması gerekebilir. Böyle durumlarda annelere yüksek titrede  Rho (D) yapılması önerilebilir.

                Bunun yanıda zor doğuma bağlı bebeğimizin kafasında kanamaya bağlı şişlik (sefal hematom, ekimoz) gibi bir durum varlığında yine sarılık görülme ihtimali artacaktır.

                 Bazı bebeklerde kırmızı kan hücreleri normalden yüksek olur (polisitemi), bu durmlarda yine sarılık için risk artmıştır.

                 Bağırsaklarda tıkanıklık olması durumunda, ve ya anne sütünün yetersiz olması durumunda yine sarılık görülme riski artmış şekilde karşılaştığımız durumlardandır.

2.bilirubinin konjugasyonun azaltılması (etkisiz hale  getirilmesi)

                Karaciğerde bilirubin metabolizmasında görev alan bazı enzim aktivitesinde bozukluk olması dururmunda  (UDP GT) karşımıza çıkıyor. Crigler- Najjar ve Gilbert sendromları bu duruma örnek verilebilir.

                  Yukuarda saydığım durumlar haricinde bazı ırklarda sarılık göreceli olarak daha yüksek görülüyor. Bunun sebeplarinden bir tanesi UD- GT enzim aktivitesini düzenleyen genetik farklılık.

                 Prematüre bebeklerde sarılık,  zamanında doğan bebeklerimize göre daha sık görülüyor.

ANNE SÜTÜ SARILIĞI

                  Anne sütü ile beslenen bebeklerde sarılığın (indirek bilirubinemi) 2, 3 aylık olana kadar devam etmesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu durumda yapılması gereken şey, yine anne sütüne devam etmek ve bol bol emzirmektir. Biz bebeğimizde hastalık var mı diye araştırmak gerekir, bütün tahlillerimiz ve muaynemiz normalse çekinmeye gerek yok, yaklaşık 2-3 ay içinde karaciğer enzimleri yeterli olgunluğa ulaşınca kendiliğinden geçecektir.

BİLİRUBİN TOKSİSİTESİ (ZEHİRLENMESİ)

                 Bilirubinin düzeyi  belli seviyenin üzerine çıkarsa (20 mg/dl), beyinde bazı yerlerde birikme ve zarar vermeye başlayabilir. Bu durum bilirubin yüksekliği yanında bazı ilaçların kullanımı (seftriakson gibi), kandaki protein miktarı gibi durumlarda etikilir.  Bebeğimizin genelde kan beyin bariyeri dediğimiz yapısı 10 günde olgunlaşmaya başlar. Bu sebeple sarılık yükseldiğinde bebeğimizin kaç  günlük olduğuda son derece önemlidir.  Bilirubin değeri belli sınırın üzerindeyse kan değişimi denilen tedavi bile gerekebilir. Bilirubin zehirlenmesi varsa bebeğimizde uykuya meyil, beslenme bozukluğu, her hangi bir uyarana aşırı cevap verme (yani mesela bir ses duyunca kasılma, titreme gibi cevap oluşturma), başını geriye atarak durma , nefes almada durmalar(apne), nöbet geçirme, koma  gibi problemlere yol açabilir.

Tedavi:

                Tedaviye karar verirken şu 3 duruma bakıyoruz.

1)Bebeğimiz kaç  günlük

2) Kaç kilogram doğdu

3) Şu anda kanda bilirubin düzeyi kaç mg/dl.

                Eğer bebeğimizin sarılık değeri yüksek gelirse bebeğin yatışını yenidoğan yoğun bakım servisine yapıp, fototerapi denilen , özel dalga boyunda ışık yayan lambalar altında tedavisini yapıyoruz. Belirlenen dalga boyunda verilen ışık bilirubinin çözünmesine sebep oluyor ve bu sayede idrarla atılabiliyor. Fotpoterapide kullanılan ışık bebeğimize zarar vermiyor.

                Fototerapi alan bebeklerde ışığın bebeğimizin  gözüne gelmesi istenmeyen bir durum. Bunun için üretilen göz koruyucuları her yoğun bakımda kullanılmakltadır. Bazen yan etki olarak ciltte kızarıklık oluşabilir, bu geçici bir durumdur. Ciltte bronzlaşma ve ishal şeklinde sulu dışkılamada görülen yan etkiler arasında sayılabilir.

                   Kan uyuşmazlığı ve benzeri bir sebepten sarılık çok yükselmişse bebeğimizin beynini koruyabilmek için kan değişimi denilen tedaviye gerek olabilir. Eskiden sıklıkla yapılan bir işlem olan kan değişimi, günümüzde özellikle gebelere yapılan koruyucu etkisi olan Anti Rho tedavisi sayesinde azalmıştır. Bu işlem tecrübeli bir hekim tarafından yapılmalı ve 3. basamak yoğun bakımı olan merkezde tedavi edilmelidir.

                 Sarılık çok yükselmemişse yapılacak en iyi şey anne sütünü bol bol vermek. Benim tavsiyem ilk 2 haftada sarılık yükselmişse ve yatmasına gerek olmayacak düzeydeyse, öncelikle anne sütünü yaklaşık 20-30 dakika kadar emmesi. Bebeğimiz doymamışsa, kalan anne sütü sağıp, kaşıkla ve enjektörle verilmesi, süt yoksa veya yetmemişse yine kaşıkla veya enjektörle formül mama takviyesi yapılması. Güzel beslenen bebekte sarılık daha az görülür.

Halk arasında sıklıkla yapılan hatalı uygulamalar :

1) Şekerli su verme (bebeğimizin kan şekerini hızlı yükseltip yalancı tokluk oluşturur ve anneyi emmek istemeyebilir.)

2) Florasan lambayı açıp bebeği altında bekletme(biz fototerapide belirli dalga boyuna ayarlanmış cihazlarla ışık veriyoruz, florasan lambalarda bu özellik yok.)

3) Sarı veya kırmısı tülbent örtme (ışığı yansıttığı için göreceli olarak sarılığı göreceli olarak sanki daha azmış gibi görünüyor.  Bu durum bazen doktora başvuruyu geciktirebiliyor.)